Emperyalizm, kendisine karşı Türk halkının verdiği kurtuluş/bağımsızlık mücadelesini cezasız bırakmamak üzere kurguladı bugünü ve ulusal hiçbir değerin canlı kalmaması için pusuda gerçekleştirdiği uzun soluklu bir çalışmayı işbirlikçileri eliyle sahneye koydu bugün.
Farklı düşünen hiçbir aydın, yurtsever kalmayıncaya, birgün herkes, her kurum yasalara görünmez bir mürekkeple yazılan hükümlerle işbirlikçi oluncaya kadar belli ki sürecek bu çalışma. Basılmamış kitapları imha etmek yetmezmiş gibi açıklanmamış düşüncelerimiz de yok edilinceye kadar belki. Ve “sınıf arkadaşları” aracılığı ile yapılan sabaha karşı baskın ve aramaları, tutuklama ve hücre işkencesi gibi metodlarla güç kazandırılacak bu çalışmaya.
Emperyalizmin Türkiye Cumhuriyetine karşı uyguladığı bu darbeye “dur” demek için, basına yönelik tehdit, baskı, ölümüne kapatma ve susturmaya, bizi “aynı sudan içme” masalı ile yöneten parti devletinin her tür zulmüne karşı tüm demokratik güçlerin dayanışma içinde olması, bu, “zihinleri topyekun sterilize etme” projesine karşı koyması elzemdir.
Çünkü aslında bize hergün aksi söylense de,
Ülkemizde,
Basın özgür değildir,
Yargı bağımsız değildir,
Devlet “hukuk”un değil, “polis”indir,
Bu yaşadığımız demokrasi değil, bir tür diktatörlüktür ki,
Her felaket gibi inanın, halkın direnci ile karşılaşırsa bunun da sonu gelecektir.
Emine Ülker Tarhan
CHP Grup Başkan Vekili
